Bette Davis'in Warner Bros ile Anlaşmazlığı.
Bugün aktörler “serbest” kabul ediliyor ve yapmaya meyilli olduklarını düşündükleri herhangi bir sinema filmi için herhangi bir prodüksiyonla imzalama özgürlüğüne sahipler. Şu anda, daha fazla oyuncu filmlerinin ihtiyaçlarına daha iyi uyum sağlamak için kendi prodüksiyon şirketlerini açıyor. Ancak, her zaman böyle değildi. Hollywood’un altın çağında sinema filmleri ve stüdyo başkanları, yıldızlarının akıllarında en iyi ilgileri olduğuna inanan yıldızların kariyerlerinden sorumluydu. Warner Bros. Studio ile anlaştıklarında Bette Davis için durum böyle değildi.

Herhangi bir aktrisin kariyerinin başlangıcında “sizi besleyen eli ısırmamak” iyi bilinen bir kuraldır, ancak Davis bunu gerçek bir kuraldan daha çok bir rehber haline getirmiştir. Davis’in Warner Bros.’daki beş yıllık sözleşmesinde Davis’e “Of Human Bondage” (1934) “Mildred Rogers” rolünden ötürü eleştirel beğeni topladı. “Tehlikeli” (1936) 'da “Joyce Heath” rolüyle En İyi Kadın Oyuncu dalında Akademi Ödülü almasına rağmen, Warner Bros. kısa görüşlü kaldı.

1937'de Davis, İngiltere'de daha uygun film rolleri buldu ve stüdyo sözleşmesini ihlal etme kararına rağmen bunları almayı kabul etti. Warner Bros. bundan söz aldığında Davis, davayı kazanmak için ne kadar şanslı olursa olsun onları mahkemeye götürdü. Dava, Davis’in daha iyi roller için verdiği mücadele lehine değil, maaşıyla ilgili bir anlaşmazlık olarak görülüyordu. Davis davayı kaybetti ve Hollywood'a döndü. 1939'da Davis, "Beşinci Warner" olarak kabul edildi ve çalışmaları için sayısız Akademi Ödülü kazandı ve Warner Bros'un en karlı yıldızları oldu.

1970-1971 röportajlarında “Dick Cavett Show” röportajında ​​Davis, Warner Bros. ve Jack Warner'a karşı açılan dava hakkında açıkça konuştu. . İyi yönetmenler ve iyi senaryolar için savaşıyordum. Kelimenin tam anlamıyla, ilgilendiğim tek şey bu çünkü para her zaman takip etti. . .”

Aynı röportajda Davis, Warner ile olan ilişkisinin ona karşı dürüst olduğu için saygılı bir ilişki olduğunu ifade etti. Ayrıca stüdyo başkanları olan beyni de saydı, “... Bize [aktörler] bu kadar inartistik ve bir film yapmanın sanat kısmının bilgisi konusunda eksik gibiydiler. Bir şeyleri vardı. "