Hızlı ve Kolay Sebze Sosu
Nisan 2024
Peki bizden önce gelen sivil kahramanların kan, ter ve gözyaşları yüzünden daha iyi bir dünyada yaşayan bizler başarılarıyla ne yapıyoruz? Atanan günlerini geçerken hatırlıyor muyuz? Günlük karar ve eylemlerde benimsediğimiz değerleri destekleyerek onları hayatlarımızla onurlandırıyor muyuz? Yoksa onlara çocuklarımıza sadece o zaman başkalarına “kraker”, “mızrak chuckers”, “geri çekilme” ya da daha kötüsü demeyi öğretiyor muyuz? Gelecek nesile medeni haklar hakkında nasıl öğretiyoruz?
Jane Elliott’un "Blue Eyes / Brown Eyes" egzersizi buna iyi bir örnektir. Bu deneyi sınıfıyla birlikte çalıştırdığında, onları kahverengi gözlü ve mavi gözlü olanlar olmak üzere iki gruba ayırdı. Alternatif olarak, bir grubu üstün, diğerini daha aşağı yaptı ve sonra değiştirdi. Tahmin edilebileceği gibi, aşağı grup aşağı işlere yöneldi, böylece bir grup insan kötü niyetli olarak geri çekilir ve başka bir gruptan daha az değere sahip gibi hissettirilirse, sonuçta daha düşük olduğu iddia edilen grup aslında daha düşük olmanın bir parçası gibi davranacağını kanıtlar. . Bu sosyal koşullandırma, ülkemizde ve tüm dünyada, çok eski zamanlardan beri devam etmektedir, ancak bu süreci, sadece dudak hizmetine değil, gelecek nesillere de inancımızın gücüne geçerek durdurma zamanı gelmiştir.
Ancak, gelecek nesli ya toplumumuzdaki yaygın ırkçılığı sürdürmeye devam etmek ya da ona karşı durmak için Jane Elliott’un sert öğretim örneğine geçmemeliyiz. Ebeveyn, bakıcı veya çocuklarla temas eden herkes olarak kendimize sormamız gereken bazı sorular:
Dr. King, çocuklarının tenlerinin rengine göre değil, kendi bireysel karakterlerine göre değerlendirileceğini düşünüyordu. Dahası, küçük siyah erkek ve kızların küçük beyaz erkek ve kızlarla el ele vereceği bir zamandan bahsetti. (1) Toplum olarak bu rüyayı destekliyor muyuz yoksa kendi küçük gündemlerimize uyacak şekilde mi büküyoruz? Dr. King'in sözünü ettiği gerçekleri sulandırıyor muyuz? Onların imkansız, ihtimal dışı veya ahlaksız olduğunu iddia ediyor muyuz? Irk, dinsel ve toplumsal cinsiyet klişelerine karşı iyi mücadeleyi, yalnızca siyasi doğruluk yüksekliğiyle birbirinden ayırt etmek için bıraktık mı? Ne Sahip olmak yaptık?